2 Nisan Dünya Otizm Farkındalık Günü

Otizm spektrum bozukluğu, doğuştan gelen ya da yaşamın ilk yıllarında ortaya çıkan karmaşık bir nörogelişimsel farklılıktır.[1] Otizm sosyal iletişimde sözel veya sözel olmayan becerilerde gecikme veya sapma ile karakterizedir. Bir hastalık değil farklılıktır. Göz teması kurmama, konuşmada gecikme, takıntılı davranışlar (sallanma, kendi etrafında dönme gibi), dönen cisimlere ilgi (devamlı şekilde çamaşır makinesini izleme, kapak çevirme gibi), ismi söylendiğinde başını çevirip bakmama, sosyal gülümsemede eksiklik şeklinde kendini belli edebilir. [2] Bu durumda yapılması gereken; çocuğunuzla birlikte üniversite hastanelerinin Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı’na veya bu bölümün bulunduğu devlet hastanelerine başvurmanızdır.

2006 yılında her 150 çocuktan birinde otizm görülürken, son bilgilere göre her 36 çocuktan birinde otizm belirtisine rastlandığı belirtilmektedir.[3] Çocuğunuz otizm tanısı konduğunda Çözger Yönetmeliği’ne (Çocuklar İçin Özel Gereksinim Raporu) göre düzenlenecek çözger raporu alınmalıdır. Peki, bu aşamadan sonra çocuğunuzun hakları nelerdir?

1-AyrımcılıkYasağı ve Eşitlik İlkesi

Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 2. Maddesinde; “Taraf devletler, bu sözleşmede yazılı olan hakları, kendi yetkileri altında bulunan her çocuğa, kendilerinin, ana babalarının veya yasal vasilerinin sahip oldukları, ırk, renk, cinsiyet, dil, siyasal ya da başka düşünceler, ulusal, etnik veya sosyal köken, mülkiyeti engellilik, doğuş ve diğer statüler nedeniyle hiçbir ayrım gözetmeksizin tanır ve taahhüt eder.”

Engelli Hakları Sözleşmesi (EHS)’nin “Ayrımcılık Yapılmaması ve Eşitlik” başlıklı 5’inci maddesi ise şöyledir: “(1) Taraf Devletler herkesin hukuk önünde ve karşısında eşit olduğunu ve ayrımcılığa uğramaksızın hukuk tarafından eşit korunma ve hukuktan eşit yararlanma hakkına sahip olduğunu kabul eder. (2) Taraf Devletler engelliliğe dayalı her türlü ayrımcılığı yasaklar ve engellilerin herhangi bir nedene dayalı ayrımcılığa karşı eşit ve etkin bir şekilde korunmasını güvence altına alır. (3) Taraf Devletler eşitliği sağlamak ve ayrımcılığı ortadan kaldırmak üzere engellilere yönelik makul düzenlemelerin yapılması için gerekli tüm adımları atar. (4)Engellilerin fiili eşitliğini hızlandırmak veya sağlamak için gerekli özel tedbirler işbu Sözleşme amaçları doğrultusunda ayrımcılık olarak nitelendirilmez.”

Ulusal hukukumuzda ise, Anayasamızın “Kanun Önünde Eşitlik” başlıklı 10’uncu maddesine göre “Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir[…] Çocuklar, yaşlılar, özürlüler, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gaziler için alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı sayılmaz.”

6701 sayılı Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunun “Eşitlik ilkesi ve ayrımcılık yasağı” başlıklı 3’üncü maddesine göre “ (1) Herkes, hukuken tanınmış hak ve hürriyetlerden yararlanmada eşittir. (2) Bu Kanun kapsamında cinsiyet, ırk, renk, dil, din, inanç, mezhep, felsefi ve siyasi görüş, etnik köken, servet, doğum, medeni hâl, sağlık durumu, engellilik ve yaş temellerine dayalı ayrımcılık yasaktır. (3) Ayrımcılık yasağının ihlali hâlinde, konuya ilişkin görev ve yetkisi bulunan kamu kurum ve kuruluşları ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ihlalin sona erdirilmesi, sonuçlarının giderilmesi, tekrarlanmasının önlenmesi, adli ve idari yoldan takibinin sağlanması amacıyla gerekli tedbirleri almakla yükümlüdür. (4) Ayrımcılık yasağı bakımından sorumluluk altında olan gerçek ve özel hukuk tüzel kişileri, yetki alanları içerisinde bulunan konular bakımından ayrımcılığın tespiti, ortadan kaldırılması ve eşitliğin sağlanması için gerekli tedbirleri almakla yükümlüdür.”

Ayrımcılık yasağı ile ilgili olarak yukarıda ayrıntısı verilmiş olan hakların bilinmesi, otizmli çocuğun gelişimi, sağlığı, yaşıtları iler aynı ortamda eğitim alma hakkı açısından çok önemlidir. Bütün insanlar eşit doğar ama yaşam ilerledikçe çoğu zaman bu eşitlik, devletin veya kamu kurum ve kuruluşlarının, özel kurumların, sivil toplum kuruluşlarının, ailelerin eylemsiz kalması veya haklarını bilmemesi, hak arama bilincine sahip olmaması nedeniyle özellikle dezavantajlı bireyler açısından bozulur. Anayasa’nın 5. Maddesine göre, devlet hak ve özgürlükleri korumak ve ilerletmek yükümlülüğünü taşıyorsa, aynı yükümlülüğü, bireyler, anne ve babalar, her türlü özel veya kamu kurum ve kuruluşları yani toplum da taşır. Haklarını bilmeyen, haklarını arama bilincine de sahip olamaz.

2- Eğitim Hakkı

ÇHS’nin 23/1 maddesine göre “Taraf devletler, zihinsel ya da bedensel engelli çocukların saygınlıklarını güvence altına alan, özgüvenlerini geliştiren ve toplumsal yaşama etkin biçimde katılmalarını kolaylaştıran şartlar altında eksiksiz bir yaşama sahip olmalarını kabul ederler.”

Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 28’inci maddesine göre “Taraf devletler, çocuğun eğitim hakkını kabul ederler ve bu hakları fırsat eşitliği temeli üzerinde tedricen gerçekleştirilmesi görüşüyle özellikle:

  1. a) İlköğretimi herkes için zorunlu ve parasız hale getirirler,
  2. b) Ortaöğretim sistemlerinin genel olduğu kadar mesleki nitelikte de olmak üzere çeşitli biçimlerde örgütlenmesini teşvik eder, bunların tüm çocuklara açık olmasını sağlar ve gerekli durumlarda mali yardım ve parasız eğitim / öğretim gibi uygun önlemleri alırlar.
  3. c) Uygun bütün araçları kullanarak, yükseköğretimi yetenekleri doğrultusunda herkese açık hale getirirler.
  4. d) Eğitim ve meslek seçimine ilişkin bilgi ve rehberliği bütün çocuklar için elde edilir hale getirirler.
  5. e)Okullara düzenli biçimde devamın sağlanması ve okulu terk etme oranlarının düşürülmesi için önlemler alırlar.

Engelli Hakları Sözleşmesi’nin 24. Maddesi de bu konuyu düzenler.”Bu haklar tüm çocuklar için geçerlidir.

Ulusal Hukukumuzda ise, Anayasa’nın 42. Maddesi, 6701 sayılı Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunun “Ayrımcılık yasağının kapsamı” başlıklı 5’inci maddesi, 5378 sayılı Engelliler Hakkında Kanun’un “Eğitim ve öğretim” başlıklı 15’inci maddesi: “1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanununun “Genellik ve eşitlik” başlıklı 4’üncü maddesi eğitim hakkı ile ilgili düzenlemeleri içerir.

573 sayılı Özel Eğitim Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin (KHK), “Özel Eğitime İlişkin Genel Esaslar” başlıklı 4’üncü maddesine göre “Türk Milli Eğitimini düzenleyen genel esaslar doğrultusunda özel eğitimle ilgili temel ilkeler şunlardır: a) Özel eğitim gerektiren tüm bireyler, ilgi, istek, yeterlilik ve yetenekleri doğrultusunda ve ölçüsünde özel eğitim hizmetlerinden yararlandırılır […] c) Özel eğitim hizmetleri, özel eğitim gerektiren bireyleri sosyal ve fiziksel çevrelerinden mümkün olduğu kadar ayırmadan planlanır ve yürütülür. d) Özel eğitim gerektiren bireylerin, eğitsel performansları dikkate alınarak, amaç, muhteva ve öğretim süreçlerinde uyarlamalar yapılarak diğer bireylerle birlikte eğitilmelerine öncelik verilir. e) Özel eğitim gerektiren bireylerin her tür ve kademedeki eğitimlerinin kesintisiz sürdürülebilmesi için her türlü rehabilitasyonlarını sağlayacak kurum ve kuruluşlarla işbirliği yapılır[…]g) Ailelerin, özel eğitim sürecinin her boyutuna aktif katılmalarının sağlanması esastır. h) Özel eğitim politikalarının geliştirilmesinde, özel eğitim gerektiren bireylerin örgütlerinin görüşlerine önem verilir […]”

573 sayılı KHK’nın “Kaynaştırma” başlıklı 12’nci maddesine göre “Özel Eğitim gerektiren bireylerin eğitimleri, hazırlanan bireysel eğitim planları doğrultusunda akranları ile birlikte her tür ve kademedeki okul ve kurumlarda uygun yöntem ve teknikler kullanılarak sürdürülür.” Söz konusu KHK’nın 3/c maddesine göre “Kaynaştırma, özel eğitim gerektiren bireylerin diğer bireylerle karşılıklı etkileşim içinde bulunmalarını sağlamak ve eğitim amaçlarını en üst düzeyde gerçekleştirmek için geliştirilmiş eğitim ortamlarını” ifade etmektedir.

573 sayılı KHK’nın “Özel eğitim okullarında eğitim” başlıklı 13’üncü maddesine göre “Benzer yetersizlikleri olan akranları ile birlikte ayrı bir okul veya kurumda eğitim görmeleri gereken özel eğitim gerektiren öğrencilerin eğitimi, uygun kaynaştırma modelleri ile düzenlenerek, özel eğitim okul ve kurumlarında sürdürülür.”

573 sayılı KHK’nın “Diğer okul ve kurumlarda özel eğitim” başlıklı 20’nci maddesine göre “Durumları normal akranları ile birlikte eğitim görmeye uygun olan özel eğitim gerektiren bireyler, eğitim ve öğretimlerini resmi ve özel okul öncesi, ilköğretim ve ortaöğretim okullarında sürdürürler. Bu okullarda özel eğitim gerektiren bireylere özel eğitim desteği sağlamak üzere yardımcı derslikler oluşturulur, özel araç-gereç ile eğitim materyalleri sağlanır ve diğer özel tedbirler alınır. Durumları ayrı bir sınıfta eğitilmeyi gerektiren öğrenciler için engellilik durumu ve özelliklerine göre okul öncesi, ilköğretim ve ortaöğretim okullarında özel eğitim sınıfları açılır.”

30471 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği’nin “Eğitim tür ve kademelerindeki özel eğitim hizmetleri” başlıklı 11’inci maddesine göre “c)Özel eğitim ihtiyacı olan bireylerin her tür ve kademedeki eğitimlerini kaynaştırma/bütünleştirme yoluyla sürdürmeleri esas olmakla birlikte bu bireylere yönelik özel eğitim kurumları veya özel eğitim sınıfları da açılabilir.”

Yönetmeliğin “Eğitsel değerlendirme ve tanılama ve izleme süreci” başlıklı 7’inci maddesi gereği “(1) Bireylerin eğitsel değerlendirmesi ve tanılaması ile ilgili iş ve işlemler RAM’larda oluşturulan özel eğitim değerlendirme kurulu tarafından yapılır. (2) Bireylerin eğitsel değerlendirmesi ve tanılamasıyla ilgili ilk başvuru okul yönetimi (…) tarafından RAM’a yapılır.”

Yönetmeliğin “Aile eğitimi hizmetleri” başlıklı 18’inci maddesine göre “(1) Aile eğitimi, her tür ve kademedeki özel eğitim ihtiyacı olan öğrencilerin eğitimine katkı sağlamak amacıyla aileye verilecek her türlü rehberlik ve eğitim hizmetlerini içerir. Bu hizmetler Bakanlıkça hazırlanan aile eğitimi programı doğrultusunda okul ve kurumlarda yürütülür.”

Yönetmeliğin “Kaynaştırma/bütünleştirme yoluyla eğitim” başlıklı 22’inci maddesine göre, “(1) Özel eğitim ihtiyacı olan bireyler Özel Eğitim Değerlendirme Kurulu Raporu doğrultusunda her tür ve kademedeki eğitimlerini kaynaştırma/bütünleştirme yoluyla 21? sürdürebilirler. (2) Özel eğitim ihtiyacı olan bireyler, kaynaştırma/bütünleştirme yoluyla eğitimlerini akranları ile birlikte aynı sınıfta tam zamanlı veya özel eğitim sınıflarında yarı zamanlı olarak sürdürebilirler. (3) Okul öncesi eğitim, ilköğretim ya da mesleki ve teknik eğitim programlarının uygulandığı özel eğitim okullarında kaynaştırma/bütünleştirme yoluyla eğitim verilebilir. (4) Kaynaştırma/bütünleştirme yoluyla eğitim yapılan okullarda Bireysel Eğitim Programı (BEP) geliştirme birimi oluşturulması zorunludur. (5) Öğrenci Davranışlarını Değerlendirme Kurulu ile Ödül ve Disiplin Kurulu’nda kaynaştırma/bütünleştirme yoluyla eğitimlerine devam eden öğrencilerle ilgili alınacak kararlarda BEP geliştirme birimiyle iş birliği yapılır.”

Yönetmeliğin “Tam zamanlı kaynaştırma/bütünleştirme yoluyla eğitim” başlıklı 23’üncü maddesine göre “ (1) Tam zamanlı kaynaştırma/bütünleştirme yoluyla eğitim hizmetlerinin sunulmasında aşağıdaki hususlar dikkate alınır: a) Öğrenciler, kayıtlı bulundukları okulda uygulanan eğitim programını takip ederler. Öğrencilerin takip ettikleri programlar temel alınarak BEP hazırlanır. b) Ortaöğretimi tamamlayan öğrencilere akranlarına verilen diploma düzenlenir. c) Tam zamanlı kaynaştırma/bütünleştirme yoluyla eğitim yapılan okullarda özel eğitim ihtiyacı olan öğrenciler için uygun ortam düzenlemeleri yapılır ve destek eğitim odası açılır. ç) Tam zamanlı kaynaştırma/bütünleştirme yoluyla eğitim uygulaması yapılan okullarda özel eğitim ihtiyacı olan bireyler gelişim özellikleri de dikkate alınarak sınıflara eşit sayıda ve her bir şubede 2 öğrenciyi geçmeyecek şekilde yerleştirilir. Ancak bu sayı birleştirilmiş sınıf uygulaması yapılan okullarda ihtiyaç doğrultusunda artırılabilir. d) Kaynaştırma/bütünleştirme yoluyla eğitim yapılan özel eğitim okullarında sınıf mevcutları 5’i özel eğitim ihtiyacı olan birey olmak üzere okul öncesi eğitimde en fazla 14; diğer kademelerde 15 öğrenci olacak şekilde oluşturulur.”

Yönetmeliğin “Özel eğitim sınıflarının açılması” başlıklı 26’ncı maddesine göre “ (1) Özel Eğitim Değerlendirme Kurulu Raporu doğrultusunda ayrı bir sınıfta eğitim almalarına karar verilen özel eğitim ihtiyacı olan öğrenciler için resmî ve özel okullarda il veya ilçe özel eğitim hizmetleri kurulunun teklifi doğrultusunda Valilik Oluru ile özel eğitim sınıfları açılır. Açılan özel eğitim sınıfına ilişkin bilgiler Bakanlığın kurum bilgilerinin veri girişi yapılan sistemine işlenir. (2) Özel eğitim sınıfı açılması için düzenlenecek Valilik Olurunda, bünyesinde özel eğitim sınıfı açılacak olan okulun adı, açılacak özel eğitim sınıfının kademesi, sınıfta uygulanacak eğitim programı ve eğitim verilecek yetersizlik türüne dair bilgiler yer alır. (3) Özel eğitim sınıfı açılması sürecinde; yerleşim yerinde Yönetmeliğin 27’nci ve 28’inci maddeleri doğrultusunda açılmış olan mevcut özel eğitim sınıflarının eğitim hizmeti verdiği kademe, sınıflara kayıtlı olan öğrencilerin yetersizlik türü, sınıfların kapasitesinin azami sayıya ulaşıp ulaşmadığı ve bu sınıflara taşıma yoluyla eğitime erişim sağlanıp sağlanamayacağı ile yerleşim yerinde bulunan özel eğitim okullarının öğrenci kapasitelerinin değerlendirilerek ihtiyaç olması halinde yeni bir sınıf açılması ile ilgili iş ve işlemler başlatılır.”

Yönetmeliğin 27/2’nci maddesine göre “İmam Hatip Ortaokulları haricindeki diğer ortaokullar ile ilkokullar bünyesinde hafif düzeyde engeli olan öğrenciler veya hafif düzeyde otizmi olan öğrenciler için özel eğitim sınıfları açılır.”

Yönetmeliğin “Özel eğitim programı uygulayan özel eğitim sınıfları” başlıklı 28/1’inci maddesine göre “ Okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve mesleki eğitim veren ortaöğretim kurumlarında özel eğitim programı uygulayan özel eğitim sınıfları açılabilir. Bu sınırlarda eğitim hizmetlerinin yürütülmesinde aşağıdaki hususlar dikkate alınır: […] ç) Orta veya ağır düzeyde otizmi olan öğrenciler için açılan sınıflarda ilköğretim kademesinde özel eğitim uygulama okulu haftalık ders çizelgesi; ortaöğretim kademesinde özel eğitim uygulama okulu (III. Kademe) haftalık ders çizelgesi uygulanır.”

Yönetmeliğin 31/2’nci maddesine göre “Orta veya ağır düzeyde zihinsel yetersizliği olan bireyler ile orta veya ağır düzeyde otizmi olan bireyler için gündüzlü özel eğitim uygulama okulu (I. kademe) ve özel eğitim uygulama okulu (II. kademe) açılır.”

Yönetmeliğin “kayıt, kabul ve nakil işlemleri” başlıklı 34’üncü maddesine göre “(1)Okul öncesi eğitim kurumları, ilkokullar ve özel eğitim programı uygulayan ortaöğretim kademesindeki okullara özel eğitim ihtiyacı olan bireylerin kaydı yıllık çalışma takviminde belirlenen süreye bakılmaksızın yapılır. (2) Özel eğitim ihtiyacı olan bireylerin okul öncesi eğitim kurumları ve ilkokullara kayıtlarında il veya ilçe özel eğitim hizmetleri kurulu tarafından yerleştirme kararı alınmış olması şartı aranmaz. Ancak bu bireyler için yerleştirme kararı alınması konusunda okul yönetimi gerekli işlemleri başlatır. Öğrencinin kayıtlı olduğu okul, yerleştirme kararı alınması konusunda okul yönetimi gerekli işlemleri başlatır. Öğrencinin kayıtlı olduğu okul, yerleştirme kararına uygun ise öğrenci bulunduğu okulda öğrenimine devam eder. Farklı bir yerleştirme kararı olması halinde öğrencinin yerleştirme kararına uygun okula nakli ya da geçişi konusuna gerekli işlemler yapılır[…] ”

ÖZEL EĞİTİM

Bireysel özellikleri ve eğitim yeterlilikleri açısından yaşıtlarından beklenilen düzeyden anlamlı farklılıklar gösteren ve bu nedenle de özel eğitime ihtiyaç duyan otizmli bireyler gibi öğrencilerin, eğitim gereksinimlerini karşılamak için özel olarak yetiştirilmiş personel, geliştirilmiş eğitim programları ve yöntemleriyle onların engel ve özel ihtiyaçlarına uygun ortamlarda sürdürülen eğitime “özel eğitim” adı verilmektedir.[4]

KAYNAŞTIRMA/BÜTÜNLEŞTİRMECİ/İÇERMECİ EĞİTİM

Kaynaştırma/bütünleştirme eğitimi olarak da ifade edilen içermeci eğitim, özel eğitim gerektiren bireylerin diğer bireylerle karşılıklı etkileşim içinde bulunmalarını sağlamak ve eğitim amaçlarını en üst düzeyde gerçekleştirmek için geliştirilmiş eğitim ortamlarını ifade etmektedir. (573 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname madde 3/c)

İçermeci/kaynaştırma eğitim ile otizmli öğrencilerin işlevde bulunma düzeyinin arttırılarak içinde yaşadığı çevreye uyum sağlaması ve çevrenin beklentilerine uygun davranışlar geliştirmesi amaçlanmaktadır. Böylece otizmli birey, yetersiz, kusurlu, bakıma muhtaç kişi olarak anılmaktan kurtulabilecektir.

Özel eğitime ihtiyacı olan çocukların akranlarıyla, normal okullarda mümkün olan en uzun sürede bir arada eğitim almaları, tüm alanlardaki gelişimleri açısından önemlidir. Kaynaştırmacı/bütünleştirici eğitim, otizmli çocukların akranlarıyla etkileşime girmesine olanak sağlar.

Otizmli öğrenciler, kaynaştırma yoluyla eğitim görebilmekte;  tipik gelişim gösteren akranlarıyla birlikte aynı fiziksel ortamda/sınıfta eğitim alabilmekte ya da özel eğitim sınıflarına yerleştirilmekte veya engelli okullarına gönderilmektedir. Yani mevzuatımız gereği otizmli çocuklar, genel eğitim veren okullarda kaynaştırma yoluyla genel eğitim sınıflarında, genel eğitim veren okulların bünyesinde oluşturulan özel eğitim sınıflarında veya yalnızca engellilere özgülenmiş özel eğitim okullarında eğitim görebilmektedir. Ancak temel ilke her zaman en az kısıtlayıcı ortam ve içermeci eğitim koşullarının oluşturulması olmalıdır. Temel düşünce, çocukların genel eğitim sınıflarından akademik ve sosyal olarak yararlanacağı düşüncesidir.

Çocukların, hakkına sahip çıkabilen, hakkını arayabilen bireyler olmasını isteriz. Çoğu özel gereksinimli çocuk için ise bu istek, gerçekleşmesi uzak bir kavram gibi görünmektedir. Ve yine çoğu özel gereksinimli, otizmli çocuğun haklarına sahip çıkılması konusunda yetişkin dünyasının; anne ve babaların, sivil toplum kuruluşlarının, özel sosyal veya kamu kurum ve kuruluşlarının her alanda, her zaman ve her koşulda ısrarcı, kararlı olması önemlidir.

Pek çoğumuz haklarımızın, çocuk haklarının ne olduğunu bilmeyiz ve öğrenmek için de okumak zahmetine girmek istemeyiz. Çocuğunuz haklarını biliyor mu? Peki ya siz? Otizmli veya özel gereksinimli çocukların haklarını biliyor musunuz? Bilmiyorsanız, 2 Nisan Dünya Otizm Farkındalık günü nedeniyle kaleme alınan bu yazı da bugüne kadar kaleme alınan diğer yazılar gibi, çocuk hakları kapsamında, otizmli çocukların haklarına ışık tutmaya çalışıyor. Dünya üzerindeki tüm çocukların eşit eğitim, sağlık, yaşam ve barınma hakkına sahip olmasını dilemekle kalmayıp çocuk hakları başlığı altında özel yasalar ve yönetmeliklerle güvence altına alınan özel gereksinimli çocukların haklarını okumak, bilmek en büyük sorumluluğumuzdur.

Pakistanlı eğitim hakkı aktivisti Malala Yousafzai, sözlerinde çok haklı. “Bir kitap, bir kalem, bir çocuk ve bir öğretmen dünyayı değiştirebilir.” Bu söze ekleme yapmak gerekirse, toplumu oluşturan en küçük birim olan aileden başlayarak en tepeye kadar, her birimiz tüm çocukların, otizmli veya özel gereksinimi olan çocukların yaşam ve eğitim hakları için haklarımızın ve onların haklarının neler olduğunu bilmeli ve bu hakların eşitlik yönünde bozulan dengesini eşitlik düzlemine çekmek ve orada tutmak için ısrarcı, takipçi ve sorumluluk sahibi olmalıyız.

Unutmayalım; bütün insanlar eşit doğar, her çocuk biricik ve özeldir.

Yazar-Avukat

ÇGYD Yönetim Kurulu Üyesi

Güzin Öztürk

Kaynaklar:

Çocuk Hakları Sözleşmesi

Engelli Hakları Sözleşmesi

573 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname

Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği

6701 sayılı Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu

5378 sayılı Engelliler Hakkında Kanun

Milli Eğitim Temel Kanunu

Otizm Spektrum Bozukluğu Olan Bireylere Yönelik Eylem Planı, 2016-2019

Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Rehberlik ve Danışma Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Okullarımızda Neden Niçin-Nasıl Kaynaştırma Yönetici, Öğretmen ve Aile Kılavuzu, 2010

Tohum Otizm Vakfı, “Sizin Hatanız Değil!” Erişim: https://tohumotizm.org.tr/otizm/otizm-spektrum-bozuklugu/

[1] https://tohumotizm.org.tr/otizm/otizm-spektrum-bozuklugu/Otizm Spektrum Bozukluğu Nedir?

[2] Otizm Spektrum Bozukluğu Olan Bireylere Yönelik Eylem Planı, 2016-2019

[3] Tohum Otizm Vakfı, “Sizin Hatanız Değil!” Erişim: https://tohumotizm.org.tr/otizm/otizm-spektrum-bozuklugu/

[4] Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Rehberlik ve Danışma Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Okullarımızda Neden Niçin-Nasıl Kaynaştırma Yönetici, Öğretmen ve Aile Kılavuzu, 2010