BASIN BÜLTENİ
BASIN BÜLTENİ
TARİH: 22.11.2017
KURULLARIN ÇOCUK KİTAPLARINI DENETLEMESİ, İSTENİLEN SONUCU VERMEZ!
Yıllardır zaman zaman “çocuk kitaplarının denetlenmesi” başlığı altında bazı talepler gündeme gelir. Bugünlerde de yine benzer bir talep bir kampanyaya dönüşmüş olarak karşımıza geldi. Çocuk ve Gençlik Yayınları Derneği olarak bu konudaki düşüncelerimizi sizlerle paylaşmayı gerekli gördük.
Kampanya esas olarak “klinik psikolog/psikolojik danışmanların” çocuklar için yazılan kitapları denetlemesi üzerine kurulmuş bir taleptir. Kampanya metninde geçen aşağıdaki sözler çocuklar için yazılan kitapların yayımlanmadan önce bir merci tarafından denetlenmesi beklentisini dile getirmektedir:
“Sağlıklı bir nesil yetiştirmek için çocuklar (0-18) için basılan her türlü yayın (öykü, masal, hikaye kitabı, soru bankası, ders kitabı, vb.) içeriğinin çocuk psikolojisi ve gelişimi alanında uzman bir Klinik Psikolog/Psikolojik Danışman tarafından kontrol edilmesi şartı getirilmelidir.”
Kampanya metninin sonunda da bu talebi dile getiren kişinin kendi kariyerine ilişkin bilgiler ve bağlantılar verilmektedir. Esasen, içeriği itibariyle zayıf, yeterince düşünülmeden ve sanki böyle bir denetleme fikri bunca yıl başka hiç kimsenin aklına gelmemiş edasıyla (ve yine iyi niyetli anne babaların halisane niyetlerle destekleyeceği umularak) başlatılan bu kampanyanın asıl amacının da bu olduğunu düşünüyoruz.
Otuz yıldır ülkemizde çocuklara yönelik yayınlar alanında faaliyet gösteren ve bir yanıyla ülkemizdeki çocuk yazar çizerlerinin sivil toplum kuruluşu, bir yanıyla da Uluslararası Çocuk ve Gençlik Yayınları Örgütü (International Board on Books for Young People) üyesi olan derneğimiz çocuklarımıza sunulan yayınlar konusunda hiç kuşkusuz en üst seviyede hassasiyeti bünyesinde barındıran bir kuruluştur. Nasıl ki çocuklarımızın sağlıklarına zararlı yiyecekler yemelerini, sağlıklarına zararlı giyecekler giymelerini, sağlıksız mekânlarda yaşamalarını istemezsek, zihinlerini besleyecek olan kitapların da onların akıl ve ruh sağlıklarına zarar vermelerini onaylamamız mümkün değildir. Üyelerimizi oluşturan yazarlarımız, çizerlerimiz, kütüphanecilerimiz, öğretmenlerimiz, akademisyenlerimiz, çocuk edebiyatıyla özel olarak ilgilenen velilerimiz olarak bu tür konularda bu hassasiyetlerimizi paylaşmakta ve yayınevleri ve ilgili kuruluşlarla bilgi ve fikir alışverişlerimizle çocuk edebiyatı alanımızın niteliğini yükseltmek için yıllardır çalışmaktayız. Çünkü çocuklarımız hepimizindir ve ülkemizin yarınları için onlara ve hepimize daha kaliteli bir yaşam sunmamın yolunun da iyi kitaplardan geçtiğinin bilincindeyiz.
Denetlemek hepimizin görevidir…
İşte bu nedenlerle, başka her şeyde olduğu gibi çocuk kitaplarının çocuklarımıza sunulmasında da özen ve titizlik göstermek hepimizin görevi olmalıdır. Bu görev yazarlarındır; çocukların yaş gruplara göre değişen özelliklerini dikkate alarak yazmalıdırlar. Bu görev yayımcılarındır; çocuklara hangi kitabı nasıl sunacaklarını bilmeli, belli bir yaşa uygun olmayan kitabı o çocuklara sunmamalıdırlar. Ve bu görev anne babaların ve öğretmenlerindir; çocuklarına veya öğrencilerine kitap seçerken o kitabın o çocuklara uygun olup olmadığını tartmalıdırlar. En geçerli ve doğru denetim budur. İşte bu denetimden geçemeyen kitaplar, yani piyasada alıcı bulamayan kitaplar kendiliğinden piyasadan çekilir ve yazarlar ve yayımcılar da bu tür kitapları ortaya çıkarırlarken bir kez daha düşünürler.
Bunun ötesindeki denetim türleri, yani bir takım uzmanların veya kurulların kitapları denetlemesi istenilen sonucu vermez.
Çünkü:
- Böyle bir durumda denetim işlevi anne babalardan alınıp o kurul ya da uzmanlara devredilmiş olur. Hiçbir uzman bizim çocuğumuzu bizden daha iyi tanıyamaz.
- Kendi çocuğumuzun okuyacağı kitapları veya çocuğumuzla birlikte okuyacağımız kitapları bizim kendimizin değil de dışardan bir takım uzmanların bizim için seçmesi bizi “zararlı” denilen yayınlardan korumaz. Bizim çocuğumuza uygun olmayan bir kitabı o “uzman” uygun buluyorsa ne yapacağız? Ya da bizim çocuğumuza çok katkıda bulunabilecek bir kitabı o “uzman” uygun bulmuyorsa ne yapacağız? “Uzman” denilen kişilerin de bir dünya görüşü, hayata bakışı vardır. Bu bakış sizinle uyum içinde değilse ne olacak? Eğer kendinize ait olan özgür seçme hakkınızı bir kurula veya “uzmanlara” teslim ederseniz bugün kötü bulduğunuz için hemen piyasadan çekilen örnekleri yarın bu “uzmanların” veya bir kurulun kararıyla çocuğunuza okutmak zorunda kalmayacağınızın hiçbir garantisi yoktur.
- Çocuk edebiyatı bir sanat dalıdır. Eğitim kitapları için geçerli olan sınır ve çerçeveler edebiyat için uygulanmaz. Uygulanmaya kalkılırsa çocuklara kitap okutmak zorlaşır.
- Kampanyada önerilen “uzman”lar, eğer özel bir donanımları yoksa, edebiyatı ve kitapları sizden daha çok bilen ve anlayan, sizden daha iyi değerlendirebilecek kişiler olmayacaktır. Bu kişiler, eğer özel bir donanımları yoksa, çocuk edebiyatını eğlenceli kılan ve çocuklara kitabı sevdiren uçuk kaçık buluşları, dil ve kurgu oyunlarını, onları duygusal olarak geliştirecek edebi incelikleri sadece eğitim aldıkları uzmanlık alanı üzerinden değerlendirerek “zararlı” bulabileceklerdır. En iyi değerlendirmeyi, kendi çocuğunuzu herkesten iyi tanıyan sizler yapabilirsiniz.
- Kitaplarınızın seçimini kurul veya uzmanlara bırakmak, birçok yemeğin sunulduğu alakart bir menüden çocuğunuzun sevebileceği yemeği özgürce seçmeniz yerine, sadece ve sadece birilerinin sizin için seçtiği tabldotla yetinmeniz sonucunu doğurur. Tabldotu beğenmediyseniz veya örneğin tabldot menüde çocuğunuza alerji yapan bir yemek varsa bile onu yedirmek zorunda kalırsınız.
- Son olarak, çocuklar için yazılan kitapları yayımlanmadan önce bir kurulun denetlemesini önermek sansür önermekle eşdeğerdir ve siyasi uzantıları olması bakımından da çok tehlikelidir.
Bütün bu nedenlerle derneğimiz bu kampanyayı son derece yersiz, çocuklarımıza iyi kitapların üretilmesi ve sunulması konusunda saha daraltıcı ve beklenenin tam tersi bir etki yapacağı nedeniyle zararlı bulmaktadır.
ÇGYD YÖNETİM KURULU
cgydinfo@gmail.com