Yaşam Merkezi Kütüphaneler
İçinde bulunduğumuz hafta, 59. Kütüphane Haftası. Okullarda kutlanacak, kütüphane gezileri planlanacak, çocuklara sessiz olunan yerler olduğu hatırlatılacak ve hafta sona erecek belki. Ama belki de bununla kalmayacak.
Kütüphanelerin dört duvar, raf raf kitap, sinema filmlerinde sıklıkla sıkıcı bir profille yansıtılan kütüphanecilerden ibaret, şşşt’lanan bir yer olduğu düşüncesinden uzağız bir süredir.
Sadece bilgi merkezi olmakla kalmayan, “herkes için”, ücretsiz, bedelsiz, eşitlikçi ve yenilikçi birer yaşam merkezi olan kütüphaneler var artık. Kütüphanelere başka bir gözle bakıyor, başka bir anlayışla yaşıyoruz bugününü.
Bilginin içselleştirilmemiş, yaşamsal dokulara kodlanmamış halinin sürdürülebilir ve verimli olmadığını biliyor, her şeyde olduğu gibi bilgi okuryazarlığında da erken çocukluk döneminde kazandırılan yaşam becerilerinin payına vurgu yapıyoruz.
Artık kaç kitap okuduğumuz değil, nasıl okuduğumuz ve neleri sorguladığımız önemli. “Bilgi” yarıştırmak, üzerinden övünmek için değil, yaşama hizmet ettiği için anlamlı. “Bilen” havalı olduğundan ziyade rehberlik edebileceği için değerli. “Bilgi merkezi kütüphaneler” ise sadece kitap dizilen yerler değil yaşamın ta kendisi.
Bu satırlar 59. Kütüphane Haftası şerefine.
“Artık kütüphane mi kaldı” demesin kimse. İnsanın bilgi ihtiyacı ve bir araya gelip paylaşma isteği devam ettikçe kütüphaneler değişip dönüşerek taşıyacaktır yaşamı içinde.
Kütüphaneleri geçmişten bugüne taşıyan saygıdeğer beyinlerin, akademisyenlerin, kütüphanecilerin ve kütüphanelere gönül vermiş herkesin önünde saygı ve sevgi ile eğilerek kutluyoruz haftamızı. Pek yakında Sahra Kütüphaneleri projemizin uygulamalı çalışmalarını başlatacağımızın müjdesini vererek.
Yaşamın içinde bilgi hizmetlerinden yararlanan ya da bir gün elbette yararlanacak olan tüm kullanıcılara kucak dolusu sevgilerle…
Yazar, Uzman Psikolog Nihan Temiz