Unutulma Hakkı
Yaşanan iki büyük depremden sonra üzüntümüz içimizde alev alev yanarken elimizden geleni yapmaya çalıştığımız, kalplerimizin deprem bölgesinde attığı bir dönemdeyiz. Enkaz altındaki veya kurtarılan çocukları paylaşmadan önce bir konuya dikkatinizi çekmek isteriz. Çocuk haklarına ve unutulma hakkına…
Depremin, fotoğrafları ve videoları paylaşılan çocuklar üzerindeki uzun vadeli sonuçları üzerinde düşündük mü? Çocukların göçük altındaki videoları, enkazdan çıkarken çekilen videoları ve fotoğrafları, yüzlerinin, isimlerinin, gözyaşlarının ve gülücüklerinin paylaşıldığı o fotoğrafları ve sosyal medya paylaşımlarını, gazete haberlerini düşündük mü? Evet, pek çoğumuz, kurtarılma haberleri ile mutlu olduk ama çocuk haklarını ve çocukların unutulma hakkını göz ardı ettik.
Deprem nedeniyle tahmin edemeyeceğimiz büyüklükte travma yaşayan çocuklar ömürleri boyunca bu travmanın etkisi ile baş etmeye, yaşamaya çalışacaklar. Depremin yıkıcı etkisi yanında, çocukların ve ebeveynlerinin izni olmaksızın (birçoğunun anne ve babasını kaybettiği veya henüz bebek olduğu da dikkate alındığında) televizyonda, gazetelerde, sosyal medyada isimlerinin, yüzlerinin, kimliklerinin paylaşılması çocuk haklarına ve unutulma hakkına aykırıdır. Peki, nedir bu unutulma hakkı?
Çocuğun kişisel verilerinin, görsellerinin, videolarının, istem ve kontrol dışında sosyal medyaya yüklenmiş olması ya da geçmişte izin verildiyse bile bu iznin geri çekilmiş olması, kişisel veriler sosyal medyaya yüklendiği sırada çocuğun bunun sonuçlarını tam olarak idrak edemeyecek pozisyonda olması, çocuğun kişisel verilerin işlenmesinden doğan risk, sonuç ve koruma mekanizmalarından daha az haberdar olması olarak tanımlanabilir. Çocuğun rızası, onun içinde bulunduğu duruma, içinde bulunduğu durumu idrak edememesi gibi hallere göre de onun gelişimine uygun bir seyirde kesinlik teşkil etmez. Bu hakkın yasalarla ve uluslararası sözleşmelerle korunan, kişilik haklarının en temelini oluşturduğu unutulmamalıdır.
Çocuklar hakkındaki haber ve paylaşımların onların yaşamlarında ömür boyu dijital ayak izleri bırakacağını,
Çocukların hayatları boyunca hem kendileri hem de yakınları için yaşadıkları travmayı hatırlatıcı bir etki yaratacağını,
Unutulma hakkının en temel kişilik haklarından olduğunu ve çocuk görseli ve videosu paylaşımının bu hakkın ihlali anlamını taşıdığını hatırlayalım.
Av. Güzin Öztürk